Kayıtlar

Şubat, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
  Povestea ariciului curajos de Monica Avășan Grădinița cu Program Săptămânal ,,Floarea de lotus,, Odoreu          Trăiau odată la marginea unei pădur i o familie de arici.Aris era copilul familiei, un arici cuminte și ascultător, iubit de părinții săi.Acesta petrecea tot timpul jucându-se singur, iar părinții lor erau îngrijorați pentru că nu avea niciun prieten.                                                                                                   Într-o zi, auzind că în pădure  este  petrecere, părinții i-au spus:                                               ...
  DİNLEYEN MİYİZ YOKSA DİNLEDİĞİNİ DÜŞÜNEN Mİ ? Küçük bir kasaba da yaşayan bir aile varmış. Ve bu ailede yetişen üç erkek çocuğu. Babaları bahçe işleri ile uğraşırmış bahçeleri varmış ve bahçesine bir sürü şey ekermiş.    Çocuklarına bir gün bir nasihat vermek istemiş. Onlara yaptığı işin önemini anlatmak için aklına bir fikir gelmiş. Babanın aklından geçen çocuklarının hiçbir işte emek olmadan yemek olmayacağını bilmeleriymiş. Bir gün karar vermiş azda olsa öğretmeye ve öğrenen çocuğu için niyet etmiş istediği güzel bir hediye almaya. Çocuklarının hepsini çağırmış karşısına başlamış anlatmaya fakat çocuklardan ikisi hediyeden habersiz nede olsa biliyoruz biz babamızın ne iş yaptığını diyerek babaları anlatırken dinlemiş gibi yapmışlar ve dinlememişler fakat diğer kardeşleri babalarını pür dikkat dinlemiş.   Ekin nasıl ekilir nasıl sulanır nasıl biçilir hepsini dinlemiş. Günler sonra babası bir aylığına bir yere gitmesi gerekmiş ve bahçesini çocuklarına eman...

SARI MİNNAK VE KARA MİNNAK

  SARI MİNNAK VE KARA MİNNAK Zeynep ve Eymen iki kardeş bugün okula başlamalarının ilk günü olduğundan çok heyecanlılardır. Okul çantalarını hazırlayarak başucuna koymuş ve yatmışlardı. Sabah uyanan Zeynep; -Eymen kardeşim günaydın haydi kalk okula gitme vaktimiz geldi. Uykudan uyanan Eymen; -‘Tamam, ablacığım kalkıyorum’ dedi. Babaları onları uyandırmaya gittiğinde onları uyanmış görünce gülümseyerek ‘Aferin benim kuzularıma uyanmışlarda hazırlanıyorlar okula gitmek için’ dedi. Eymen babasını görünce; ’Günaydın babacığım bugün çok heyecanlıyım okulda yeni arkadaşlarım olacak çok sevinçliyim’     dedi. Zeynep ve Eymen beraber kahvaltılarını yaptılar. Anneleri ile birlikte okul yoluna çıktılar. Yolda yürürken bir ses duydular ve bu ses kedi sesiydi. İki yavru kedi soğuktan üşümüşler ve acıkmıştı. Hemen koşup kedileri sevdiler. Kediler çok güçsüz bir şekilde duruyorlardı. Kedilerin biri sarı renkte ve diğeri de siyah renkti. Eymen; -‘Anneciğim sarı renkt...

PORTAKAL AĞACI

  PORTAKAL AĞACI Tilki Toti’nin şu sıralar evinin önündeki büyük portakal ağacıyla başı dertteydi. Bu ağaç Tilki Toti’nin evinin tam önündeydi ve olanca heybetiyle gökyüzüne uzanıyordu. Eskiden evinin manzarası çok güzeldi. Tam Şırıltılı nehre bakıyordu. Toti her sabah uyanınca mutfağa gidiyor, kahvaltısını hazırlarken pencereden akan nehri izliyor ve çok mutlu oluyordu. Ama son zamanlarda portakal ağacı çok büyümüştü. Artık pencereden bakınca Şırıltılı nehri değil portakal ağacının kocaman gövdesini görüyordu. Bu durum biraz canınını sıkmaya başlamıştı. Çözüm yolu bulmaya çalıştı. Aklına ağacı taşıma fikri geldi. Gidip ağaca sarıldı ve kaldırmaya çalıştı. Ağaç o kadar büyük ve ağardı ki bunun imkansız olduğunu anladı. Sonra aklına ağacı kesme fikri geldi. Ama ağacında bir canlı olduğunu ve bunun çok yanlış bir fikir olduğunu düşündü. Bu fikri de geldiği gibi hemen çıkardı aklından. Nehri görmeyi çok istiyordu ama bir türlü çözüm bulamıyordu. Günlerce düşündü. Bir sabah uy...

Küçük Balık Ki' nin Hayali

  Küçük balık Ki denizde ailesi ve arkadaşları ile yaşardı. Ki suyun altından suyun üstünde özgürce uçan kuşları izlerdi her gün. ''Keşke benim de kanatlarım olsa keşke bende özgürce her yere uçsam'' diye geçirirdi aklından. Bir sabah uyandığında yüzgeçlerinin yerinde kanatlarının olduğunu görünce gözlerine inanamadı. Hemen çıktı sudan uçmaya başladı özgürce. Önce hiç gitmediği görmediği yerlere uçtu ‘Ah ne güzelmiş şeymiş uçmak!’ dedi. Uçtu, uçtu.. Uçtukça kanatları ağrımaya başladı, durup dinlendi, tekrar uçtu uçmasına ama uçmak o kadar güzel gelmemeye başladı üstelik ailesini ve arkadaşlarını da çok özlemişti. Tekrar yaşadığı denize doğru uçtu, suyun üstünden suyun altında özgürce oynayan yüzen arkadaşlarını gördü, yanlarına gitmek istedi ancak kanatlarından dolayı suya giremiyordu. Arkadaşlarını bir müddet izledi, aslında balıkken yaşadığı hayatı ne kadar güzeldi... Tekrar yanlarına nasıl dönecekti? .. Birden uykusundan uyandı, kanatlarını yokladı yoktular, derin bi...

GEÇ, DEĞİL

  Asya rutin bir hayat yaşardı, her gün güneş onun için aynı doğar aynı batardı. Gün içinde ise hep aynı işler ile uğraşırdı,rutinlik bir renk olsaydı muhtemelen onun için gri olurdu, her gün gri bir gün. Ancak grilikten sıkılmaya başladı ve uzun bir yolculuğa çıkmaya karar verdi, topladı eşyalarını güzelce, matarsını, kitaplarını, aldığı gezi defterini da ekledi mi valizine hazırdı yola çıkmaya. Yola çıkacaktı çıkmasına ama nereye gidecekti ? O kadar kafası doluydu ki nereye gitmek istediğini düşünememişti. Kervan yolda düzülür dedi ve çıktı yola. Önce bir otobüs bileti aldı terminalden, hiç gitmediği bir şehri keşfe gitmeye karar vermişti, Gaziantep’e. Yıllardır Bartın’dan çıkmamıştı, çıktığındaysa en yakın illere gidebilmeyi cesaret etmişti. Bartın onun için bir saksıydı, köklerini saldığı konfor alanından hiç çıkmadığı bir saksı. Otobüs’te giderken elindeki gezi rehberi kitabından Gaziantep hakkında fikir sahibi olmaya çalıştı. Nasıl bir yerdi Gaziantep, ne büyük ve tarih doluy...

OYUNCAKLARIN DİLİ

                                                       OYUNCAKLARIN DİLİ Ayşe okuldan eve gelmişti. Annesine merhaba dedikten sonra üstündeki montu ve okul çantasını yere bırakıp hemen ellerini yıkamaya gitti. Sonrasında oyuncaklarını oynamak için odasına gitmişti. Odasına gittiğinde bir de ne görsün. Oyuncakları bir araya gelmiş toplantı yapıyorlardı. Ayşe önce çok şaşırdı ve ne yapacağını bilemedi. Biraz bekledi ve o sırada toplantıda konuşulanlara kulak misafiri olmuştu. Oyuncaklarından ayıcık ‘’Bu böyle olmayacak, her gün farklı bir yerde uyanmaktan çok yoruldum. ‘’ dedi. Oyuncak telefon devam etti : ‘’ Evet, yeter artık bu konuya bir çözüm bulmalıyız. Ben de her gün evin bir odasında buluyorum kendimi… İçinde boya...
                                                   İPEK'İN DOĞA SEVGİSİ İpek doğa gezilerini çok seviyordu.Haftasonu daha önce hiç gitmedikleri bir ormana gidecekleri için çok heyecanlıydı.Gidecekleri ormanda bir göl olduğunu düşündükçe içi içine sığmıyordu.Hazırlıklarını tamamlayıp yola koyuldular.Yol boyunca gideceği yerin hayalini kurdu.Nihayet varmışlardı ama gördüğü manzara ipeği çok üzdü.Göl ve çevresi çöp içerisindeydi.Bu durum ipeğin canını sıktı babasına ''babacığım birşeyler yapabilirmiyiz?''diye sordu.Babası da ''Alo 181 çevre hattını arayıp yetkililere bildirebiliz''dedi. Aradılar ve bir hafta sonra tekrar aynı ormana giderek kontrol ettiler göl ve çevresi tertemizdi bu durum ipeği ve ailesini çok mutlu etti.İpek o gece yatağına yattığında düşündü ve artık doğayı korumak için daha fazla çalışmaya söz verdi.
Resim
                                                             NEVAL'İN KÖY HİKAYESİ Nevâl köye gitmiş. Abisi köyde basketbol oynuyormuş. Nevâl kedi görüp sevinçten havalara uçmuş. Sonra da köydeki hayvanları beslemiş.Sonunda Nevâl'in hayalleri gerçek oldu. Salgın bitti, yaz geldi ve ailesiyle birlikte çok sevdiği köylerine gitti. Nevâl adeta sevinçten havalara uçuyordu. Abisiyle birlikte köydeki kedileri Şirin Pençe'yi sevdikten sonra, abisi bahçede basketbol oynarken Nevâl de dedesiyle birlikte tavuklara ve ördekler yem verdi, anneannesiyle birlikte inek sağdı. İşte bu güzel  yaz gününde Nevâl dünyanın en mutlu çocuğuydu.                                               Öğrencim Neval'in hikayesi
                                                                                             Henry Iepuraşul       Henry, un iepuraș alb cu pete cafenii, credea ca are o zi perfecta. Dar nu știa ce îl așteaptă...      Într-o zi de toamnă, el voia sa iasă afara, la joacă . Mama i-a spus :      - Henry, afară-i multă ceață, nu se vede nimic! - Nu mă interesează! Le-am promis prietenilor mei ca ieșim afară! spuse Henry nepăsător.      - Bine, daca te înțepi, te zgârii, te lovești, nu vii la mine plângând! spuse mama, nervoasă din cauza nepăsării lui He...

Our little Octopus

Resim
 

MUTLULUK NEREDE?

  MUTLULUK NEREDE? Bahçede her yer yaprakla dolmuştu. Küçük kız yaprakları temizlemek istedi. Başladı yaprakları bir bir toplamaya. Birden çok şaşırdı. O da neydi? Yaprakların arasında bir kuş buldu. Sonbahar soğuklarının başladığı bu günlerde kuş çok üşümüş olmalı idi. Elini uzattı hemen kuş avucuna geldi. Masmavi tüyleri ile eşsiz güzeldi. O bir muhabbet kuşuydu. Bu kuşlar kafeste yaşardı. O zaman bu kuşa bir kafes gerekti ve içine yem ile su… Kuş tereddüt etti. Yem yemek, su içmek istemedi. Küçük kız çok üzüldü. Elleriyle beslemek istedi ama kuş buna da yanaşmadı. Küçük kızın gözleri hep kuşun üzerindeydi. Kızın dedesi torununun neden üzüldüğünü sorunca küçük kız her şeyi baştan anlattı. Dedesi elini uzatınca kuş bir yakınlık hissetti ve dedenin avucuna geldi. Başladı avucundan yem yemeye. Küçük kız çok mutlu oldu. Kuş ise dedenin yanından hiç ayrılmadı. Dedenin omzunda geziyor, dedenin kalbinde uyuyordu. Dede ile aynı tabaktan yemek yiyor, evin içinde neşeyle geziyord...