GEÇ, DEĞİL

 

Asya rutin bir hayat yaşardı, her gün güneş onun için aynı doğar aynı batardı. Gün içinde ise hep aynı işler ile uğraşırdı,rutinlik bir renk olsaydı muhtemelen onun için gri olurdu, her gün gri bir gün. Ancak grilikten sıkılmaya başladı ve uzun bir yolculuğa çıkmaya karar verdi, topladı eşyalarını güzelce, matarsını, kitaplarını, aldığı gezi defterini da ekledi mi valizine hazırdı yola çıkmaya. Yola çıkacaktı çıkmasına ama nereye gidecekti ? O kadar kafası doluydu ki nereye gitmek istediğini düşünememişti. Kervan yolda düzülür dedi ve çıktı yola. Önce bir otobüs bileti aldı terminalden, hiç gitmediği bir şehri keşfe gitmeye karar vermişti, Gaziantep’e. Yıllardır Bartın’dan çıkmamıştı, çıktığındaysa en yakın illere gidebilmeyi cesaret etmişti. Bartın onun için bir saksıydı, köklerini saldığı konfor alanından hiç çıkmadığı bir saksı. Otobüs’te giderken elindeki gezi rehberi kitabından Gaziantep hakkında fikir sahibi olmaya çalıştı. Nasıl bir yerdi Gaziantep, ne büyük ve tarih doluydu. Uzun bir yolculuk sonrası Gaziante’e geldi, önce garipsedi şehri çözemedi nereye gideceğini, sora sora buldu aradığını. Hanlar, hamamlar, yemekler şehri Antep’te gezmeye başladı. Bir yandan tarihi bir yanda her türden müzeleri cezbetti onu. Gezerken yeni arkadaşlar tanıdı, dostluklar edindi. Şehir daha bir anlamlı olmaya başladı. 3-4 gün grilikten çıkmak için geldiği şehir de 10 gün geçmişti bile. Artık dönmesi gerekiyordu saksısına, yaşlı vücudu daha fazla yorgunluğu kaldıramazdı. 58 olmak üzereydi. Tekrar aldı Bartın’a bir bilet istemeye istemeye bindi otobüse. Koltuğuna oturunca şöyle bir gözlerini kapadı geçirdiği 10 gün geçti gözünün önünden, alabildiğince genişti. Ardından 58 yıl içinde hatırlayabildiklerini. Geç mi kalmıştı saksısından çıkmaya, başka insanlar, yeni kültürler tanımaya? Bir sesle irkildi. ‘’Çay , kahve kola ne içersiniz?’’.


Fatma Rüzgar / Çandır Anaokulu



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dünya Öykü Günü için bir öykü / Sitare ve Venise, Zeynep CEYLAN

Kitaplara Yolculuk